Sultan II. Mahmud Han

Babası : Sultan I. Abdülhamid
Annesi : Nakşidil Sultan
Doğduğu Tarih : 20 Temmuz 1785
Padişah Olduğu Tarih : 28 Temmuz 1808
Öldüğü Tarih : 30 Haziran/1 Temmuz 1839

II. Mahmûd, I. Abdülhamid’in Nakş-ı Dil Vâlide Sultân’dan dünyaya gelen küçük oğludur. 28.7.1808 tarihinde Osmanlı tahtına sıkıntılı bir şekilde oturdu. Amca-zâdesi III. Selim’den devlet idaresi, musiki ve devlet adamlarıyla münasebetler konusunda epeyce ders almıştı. Adlî mahlası ile şiirler yazan ve Mayıs 1813’den itibaren Gâzi ünvanını kullanan II. Mahmûd, yaptığı ıslâhâtlarla ve özellikle de Osmanlı Devleti’nin yüzünü batıya çevirmekle meşhurdur. Bazı tarihçiler onu Kanuni’den sonra en büyük padişah olarak vasıflandırırken, bazıları da batılılaşma yolundaki şekilde kalmış teşebbüslerinde dolayı tenkit etmektedirler. II. Mahmûd’un saltanat yıllarını, vak’a-i hayriye adı verilen yeniçeri ocağının kaldırılışına göre iki safhaya ayırmak yerinde olur:

Birinci Saltanat Safhası: Tahta çıktığında devletin halletmek mecburiyetinde bulunduğu iki mesele vardı: Birincisi, III. Selim’in şahâdetine sebep olan canilerin cezalandırılması ve ikincisi de devletin içine düştüğü sıkıntıdan kurtulabilmesi için gerekli ıslâhâtın yapılması. Önce devletin eyâletlerdeki elini gevşetmesinden dolayı idareyi ele alan derebeyler ve a’yânları, devlete itaat eder hale getirme meselesi ele alındı ve davet edilince askerleriyle İstanbul’a gelen a’yân ve derebeylerinin, Alemdâr Mustafa Paşa’ya olan güvenleri sebebiyle umumi bir meşveret meclisi toplandı. Neticede Sened-i İttifak adıyla devletin vükelâsıyla a’yân ve derebeyler arasında bir sened imzalandı. Buna göre her yerde devletin kanunları ve emirleri geçerli olacak; vergiler sadece devlet hazinesinde toplanacak; devlet namına asker toplanacak ve ancak a’yân ve derebeylerin haklarına da müdahale edilmeyecekti. Kısaca Anadolu Beylikleri haline gelen Osmanlı Devleti, yeniden büyük devlet olmaya söz veriyordu (Eylül 1808). Bunu, Alemdâr Mustafa Paşa’nın arzusuyla Ekim 1808’de Nizâm-ı Cedid’i ihya manasına gelen Sekbân-ı Cedid askerinin kurulması takip etti ve başına da Ruscuk Yârânından Behîc Efendi Umûr-ı Cihâdiye Nâzırı olarak tayin edildi.

Sadrazam Alemdâr Mustafa Paşa, Ruscuk Yârânı denilen ekibin elemanlarını önemli makamlara getirmişti. İyi niyetli ama kültürü zayıf olan bu devlet adamı, III. Selim’in şahâdetine engel olamadığı için çevresi tarafından tenkit ediliyor idiyse de, II. Mahmûd ona güveniyordu. Yeniçeri ise ona karşı bileniyordu. Ulemâ sınıfı, usul ve âdâb bilmediğinden dolayı, bazı çiğ hareketleri sebebiyle aleyhine geçtiler. Kasım 1808’de yeniçeriler sarayını bastılar; kendi adamları dışında savunmaya yardım gelmeyince, kendini hapsetti ve cephanenin bulunduğu binayı tabancasıyla ateşe vererek şehid oldu. Hadise karışınca, Şeyhülislâmın fetvâsı alınarak IV. Mustafa da boğduruldu (Kasım 1808). İsyan eden yeniçeriler, işi azıttı ve Topkapı Sarayı’na hücum ettiler. Bunun üzerine 4000 kişilik sekbân-ı cedid askeri yanında donanmay-ı hümâyûna bağlı gemilerden Yeniçeri Ağasının bulunduğu yere toplar atılarak saltanat muhafaza edilmeye çalışıldı ve hatta Süleymaniye Camiinin bir minaresi yara aldı. Neticede ulemânın tavassutu ile 18 Kasım 1808’de sekbân-ı cedid lağvedildi ve kısmî tavizlerle isyan bastırıldı.

IV. Mustafa zamanında (25.8.1807) Osmanlı ile mütâreke imzalayan Rusya, Fransa ile olan savaşına rağmen, iç karışıklıkları fırsat bilerek, Romanya’yı elde etmek ümidiyle Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilan etti. Temmuz 1809’da Sadrazam Yusuf Ziyâeddin Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuna yenilen Rus ordusu, önce geri çekildi; ancak sonradan tecâvüzlerini sürdürerek Poti’ye kadar geldi. Ağustos 1810’da Varna’yı almak istediler; başarılı olamayıp geri çekildiler. Napolyon Bonapart’ın ısrarla Rusların işini bitirelim teklifine, güvenilmeyen kişiliğinden dolayı menfi cevap veren Osmanlı Devleti, 28.5.1812 tarihinde Ruslarla Bükreş Muâhedesini imzaladı. Romanya’yı iade eden Ruslar, Bükreş çevresinde bir Sırp Prensliği kurdurulmasını kabul ettirmekle asıl tavizini almıştı. Bu olay, Yunan İhtilâlinin de çıkmasına sebep oldu.

Sırpların muhtâriyet elde etmesi, Patras Başpiskoposu Germanos’un liderliğinde 12 Şubat 1821’de Rum İsyanının yani Yunan İhtilâlinin başlamasına sebep oldu. Tohumları daha önceleri atılan bu ihtilâl neticesinde Yunanlılar, Mora’yı ele geçirdiler. İşin arkasında 1814’de gizli olarak Odesa’da kurulan Ethniki Hetaria ve Fener Patriği Gregorios ile Fener Beyleri vardı. Osmanlı Devleti, asırlarca Müslümanlar gibi hak ve hürriyetlerine riâyet ettiği Rumların böyle bir isyan çıkarmalarına şaşırdı ve yüzlerce Müslümanın kanının akmasına yol açan bu hareketi tahrik eden Cihân Patriğini, Fener Patrikhânesinin Orta Kapısı önünde Nisan 1821 tarihinde idam etti. Ancak Rusya’nın desteğini arkasına alan Rumlar, başlarına Prens Mavrokordato’yu geçirerek, Ocak 1822’de Yunanistan’ı kurduklarını ilan ettiler. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’yı kuvvetleriyle yardıma göndermesi üzerine, Haziran 1827’de Yunan İhtilâli bastırıldı. Yeniçeri yine beceriksizliğini ortaya koymuştu. Artık halk ve devlet nezdinde yeniçerinin sonu gelmişti. Haziran 1826’da yani II. Mahmûd’un 17. Saltanat yılında Vak’a-i Hayriye adıyla yeniçeri ocağı lağv edildi.

İkinci Saltanat Safhası: Yeniçeri ocağı lağvedilip yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye adıyla eğitimli ve düzenli bir askerî teşkilât kurulunca, devletin içerdeki problemlerinden biri ortadan kalkmış oldu. Bunu diğer ıslâhâtlar takip etti. Osmanlı Devleti’nin eyâlet askerleri dışında düzenli bir ordusu kalmadığını gören Rusya durumdan istifade etmek istedi; ancak Osmanlı Devleti, Ekim 1827 tarihli Akkerman Muâhedesini imzalayarak Sırbistan ve Romanya’nın muhtâriyetlerini biraz daha arttırıp tehlikeyi önlemeye çalıştı. Bu arada düvel-i mu’azzama adı verilen İngiltere, Fransa ve Rusya, aralarında Temmuz 1827 tarihli Londra Protokolünü imzalayarak Yunan meselesini kaşımaya karar verdiler ve Osmanlı Devleti’ne otonom bir Yunan Prensliği için tazyik etmek üzere donanmalarıyla İyonya Denizine kadar geldiler. Sulh halinde oldukları bir devlete aniden yaptıkları Navarin Baskını ile Osmanlı Donanmasını batırdılar (Ekim 1827). Üç devlet de özür diledi; ancak ordusuz olmasına rağmen Osmanlı Devleti Rusya’ya harb ilan etti (Nisan 1828). Fakat Ruslar, doğuda Ahıska’ya ve batıda ise Varna’ya kadar gelince durum tehlike arz etmeye başladı. Batıda Silistre’yi ve doğuda ise Erzurum’u teslim alan Ruslar, Ağustos 1829’da Edirne’ye girdiler. Bunun üzerine duruma İngiltere, Fransa ve Prusya müdahale ettiler. Ancak Fransa Eylül 1829’da Mora’yı işgal etmiş ve Kavalalı’nın oğlu İbrahim Paşa Mora’dan ayrılmıştı. Bunun üzerine Osmanlı Devleti Ağustos 1829 tarihinde Londra Muâhedesini imzalamak mecburiyetinde kaldı ve bu andlaşma ile bağımsız bir Yunanistan Prensliği kuruluyordu. Ruslarla imzalanan Eylül 1829 tarihli Edirne Muâhedesi ile de Tuna Deltası ve Kafkasya tamamen Ruslara bırakıldı. Artık müstakil olan Eflak ve Boğdan, Sırp ve Yunanistan prenslikleri, Osmanlı Devleti’ni meşgul etmek için yeterliydi. Yunanistan Osmanlı Devleti’nden ayrılan ilk devlet oldu. Bu arada Sisam adasına da Aralık 1832’de otonom verildi ve 1913’de Yunanistan’a katılıncaya kadar bu statü devam etti.

Maalesef bu arada Fransa 1797’de Cezayir’den aldığı borcu ödemediği için 1827 yılında bölgeyi idare eden ve dayı denilen Osmanlı Beylerbeyi İzmirli Hüseyin Paşa’nın Fransız Konsolosunu tokatlaması üzerine, Fransa Cezâyir’e Haziran 1830’da asker çıkardı ve Temmuz 1830’da şehri teslim aldı. Rus mağlubiyetinden yeni çıkan Osmanlı Devleti, Fransa’nın tehdidi üzerine donanmasını bile gönderemedi. Artık Cezâyir Fransa’nın sömürgesi oluyordu.

Rus harbine asker göndermeyen Mısır Beylerbeyisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa da, şımarmıştı. Osmanlı sadrazamı olarak devlete hâkim olmak istiyordu. Mısır’ı gerçekten imar etmiş ve orada itibar kazanmıştı. Filistin’e kaçan fellâhları geri göndermeyen Sayda Valisi Abdullah Paşa’nın tavrını sebep göstererek oğlu İbrahim Paşa’yı Filistin’e gönderdi ve burayı işgal etti. İbrahim Paşa, sırasıyla Akka, Şam, Haleb ve Hatay’ı alarak Konya’ya kadar geldi (Kasım 1332). II. Mahmûd’un inkılâblarına kırgın olan halk, İbrahim Paşa’yı sevinçle karşıladı. Sadrazam Reşîd Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu üzerine geldiyse de, sadrazam esir alınınca geri döndü ve Mısır meselesi milletlerarası bir problem olmaya başladı. Tamamen Osmanlı Devleti’nin bir veziri gibi davranan ve halka zarar vermeyen İbrahim Paşa, Şubat 1833’de Kütahya’ya girdi ve İzmir’e vali tayin etmeye kalkıştı. Padişah, Çar’dan yardım istedi; o da 10 harb gemisini boğaza gönderdi; diğer devletler de bu fırsatı nasıl değerlendirebileceklerini düşünmeye başladılar. Fransa ve İngiltere’nin araya girmesiyle, Mehmed Ali Paşa Anadolu’dan çekildi ve kendisine yedi Osmanlı eyâleti birden verildi (Mısır, Cidde, Sayda, Trablus, Şam, Haleb ve Adana). Temmuz 1833’de imzalanan Hünkâr İskelesi Muâhedesi ile Rusya da bazı tavizler kopardı.

Mehmed Ali isyanını kullanan İngiltere, 1838’de Osmanlı Devleti ile yaptığı Ticâret Andlaşması ile müthiş tavizler kopardı. Osmanlı sanayiini engelleyen ve Osmanlı topraklarını İngiliz mallarına açık bir Pazar haline getiren bu andlaşmanın mimarı, Londra Büyükelçisi olan Mustafa Reşid Paşa idi. Nitekim Osmanlı Devleti, bu andlaşmadan istediği sonucu alamadı ve Mehmed Ali Paşa 6 yıl sonra tekrar Nizip’e kadar geldi ve Osmanlı ordusunu yendi (Haziran 1839). Bu bozgun sırasında II. Mahmûd ölüm döşeğindeydi ve 7 gün sonra Temmuz 1839’da vefât eyledi. Mısır krizi devam ediyordu.

KADIN EFENDİLERİ: 1- Bezm-i Âlem Vâlide Sultân; I. Abdülmecid’in annesi ve İkinci Kadınefendi. 2- Pertev-niyâl (Nihâl) Vâlide Sultân; Sultân Abdülaziz’in annesi ve Beşinci Kadın Efendi. 3- Hâciye Pertev-Piyâle Nev-fidân Baş Kadın Efendi. 4- Âlî-cenâb Baş Kadın Efendi. 5- Fatma Baş Kadın Efendi. 6- Âşûb-i Can İkinci Kadın Efendi. 7- Hâciye Hoş-yâr İkinci Kadın Efendi. 8- Nurtâb Dördüncü Kadın Efendi. 9- Misl-i Nâ-yâb İkinci Kadın Efendi. 10- Pervîz-felek Dördüncü Kadın Efendi. 11- Vuslat Üçüncü Kadın Efendi. 12- Zer-nigâr Üçüncü Kadın Efendi. Ebr-i Reftâr İkinci Kadın Efendi. İKBALLERİ: 14- Hüsn-i Melek Hanımefendi; Baş ikbal. 15- Zeyn-i Felek Hanımefendi; İkinci İkbaldir. 16-Tiryâl Hanımefendi; Üçüncü İkbal. 17-Lebrîz-Felek Hanımefefendi; Dördüncü İkbâl.

ÇOCUKLARI: 1- Şehzâde Sultân Abdülmecid I. - Şehzâde Sultân Abdülaziz. 3- Şehzâde Abdülhamid. 4- Şehzâde Mehmed. 5- Şehzâde Ahmed. 6- Şehzâde Bâyezid. 7- Şehzâde Murad. 8- Şehzâde Mehmed. 9- Şehzâde Nizâmeddin. 10- Sâliha Sultân. 11- Mihrimah Sultân. 12- Ayn-i Şah Sultân. 13- Atiyye Sultân. 14- Âdile Sultân. 15- Râbi‘a Sultân. 16- Fatma Sultân. 17- Ayşe Sultân. 18- Hayriye Sultân. 19- Zeyneb Sultân. 20- Münîre Sultân. 21- Şâh Sultân. 22- Hâmide Sultân. 23- Cemîle Sultân .


Kaynak:  Osmanlı Araştırmalar Vakfı

28.07.1808 IV. Mustafa’nın Taht’tan indirilmesi ve II. Mahmud’un Padişahlığı.
Alemdar Mustafa Paşa’nın sadareti.
29.07.1808 Sultan III. Selim’in cenaze töreni ve katillerinin yok edilmesi.
29.09.1808 Taşra Âyanları’nın, Padişah tarafından kabulü.
Sultan II. Mahmud ile Âyanlar arasında Çağlayan Köşkü’nde “Sened-i İttifak”ın imzalanması.
Padişah, Âyan, Ordu, İlmiye işbirliği, Devlet idaresinde Âyanların etkisiz kılınmaya çalışılması.
14.10.1808 “Segban-ı Cedid” adıyla Nizam-ı Cedid “Yeni Ordu”nun yeniden hayata geçirilmesi.
Sened-i İttifak’ın II. Mahmud tarafından onaylanması.
12.10.1808 Napolyon Bonaparte ile Rus Çarı Aleksandr’ın Erfurt’da Avrupa meselelerini görüşmeleri.
14.11.1808 Yeniçerilerin Ayaklanması, “Alemdar Olayı”
15.11.1808 Alemdarın şehadeti, asilerin saraya saldırıları.
16.11.1808 IV. Mustafa’nın idamı.
Segban-Yeniçeri çatışması.
Ocak Ağaları’nın Padişah’ın yanında yer almaları.
Donanmanın asilere ateş açması.
17.11.1808 Tersane-Tophane-Selimiye-Levend Çiftliği olayları.
18.11.1808 Asilerle anlaşma ve irticanın ikinci zaferi.
01.01.1809 Kör Yusuf Paşa’nın sadareti.
05.01.1809 Osmanlı-İngiliz barışı. 12 Maddelik Kale-i Sultaniye anlaşması.
24.10.1809 Rus seferinin yeniden başlaması.
Tatariçe zaferi.
25.06.1810 Ruslara karşı cihad ilânı.
10.04.1811 Yusuf Paşa’nın azli, Ahmed Paşa’nın sadareti.
11.1811 Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Yergöğü görüşmeleri.
28.05.1812 Bükreş andlaşması.
05.09.1812 Laz Ahmed Paşa’nın azli, Hurşid Ahmed Paşa’nın sadareti.
02.12.1812 Medine’nin ele geçirilmesi.
23.01.1813 Mekke’nin ele geçirilmesi.
Hicaz’ın Vahabilerden temizlenmesi.
06.1813 Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi kanalının açılması için yapılan görüşmeler.
03.10.1813 Sırp isyanının bastırılması.
01.04.1815 Hurşid Ahmed Paşa’nın azli, Emin Rauf Paşa’nın ilk sadareti.
05.01.1818 Emin Rauf Paşa’nın azli, Derviş Mehmed Paşa’nın sadareti.
26.09.1818 Der’iyye’nin fethi (Vahabilerin merkezi).
05.01.1820 Derviş Mehmet Paşa’nın azli, Seyyid Ali Paşa’nın sadareti.
20.08.1820 İsyan eden Tepedelen’li Ali Paşa’nın Yanya’da kuşatılması ve öldürülmesi.
12.02.1821 Patras olayı ve Yunan isyanı.
28.03.1821 Ali Paşa’nın azli, Benderli Ali Paşa’nın sadareti.
30.04.1821 Benderli Ali Paşa’nın azli, Hacı Salih Paşa’nın sadareti.
15.11.1821 Osmanlı-Kaçar Savaşı
13.01.1822 Yunan bağımsızlığının ilânı.
23.03.1822 Sakız isyanı.
10.11.1822 Salih Paşa’nın azli, Hamdullah Paşa’nın sadareti.
10.03.1823 Hamdullah Paşa’nın azli, Ali Paşa’nın sadareti.
25.04.1823 Abdülmecid’in doğumu.
28.07.1823 Iran ile barış imzalanması.
13.01.1824 Ali Paşa’nın azli, Said Galip Paşa’nın sadareti.
01.04.1824 İbrahim Paşa’nın Mora Valiliği.
14.09.1824 Galip Paşa’nın azli, Selim Sırrı Paşa’nın sadareti.
13.11.1824 Vidin Valisinin Rumeli Seraskerliği’ne getirilmesi.
24.02.1825 İbrahim Paşa Kuvvetleri’nin Mora’ya çıkışı.
“Rüştiye” (Ortaokul)lerin açılması.
22.04.1826 Missolonghi (Yunanistan)nın fethi.
15.06.1826 Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması. (Vak’a-i Hayriyye)
17.06.1826 “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye” yeni ordunun kurulması.
08.07.1826 Bektaşi tarikâtının kaldırılması.
02.08.1826 Hocapaşa yangını.
05.06.1827 Atina’nın fethi.
07.10.1827 Rusya ile barış, Akkerman anlaşması.
20.10.1827 Navarin’de bulunan Osmanlı-Mısır Donanması’nın, ani bir baskın ile, Fransız-İngiliz ve Rus Donanmaları tarafından yakılması.
11.1827 İlk buharlı geminin işletmeye katılması. “Sürat” adlı bu ilk gemiyle Padişah’ın Rodos’a gidip, dönmesi.
26.04.1828 Rus seferi.
24.10.1828 Selim Paşa’nın azli, İzzet Mehmet Paşa’nın sadareti.
03.03.1829 Kıyafet İnkılâbı (İlmiye sınıfının sarık, cübbe; memurların fes, pantolon giymeleri)
15.08.1829 Yunan Devleti’nin kuruluşu.
14.09.1829 Edirne anlaşması.
08.02.1830 Abdülaziz’in doğumu.
24.04.1830 Yunan bağımsızlığı ve devletinin tanınması.
05.07.1830 Fransızların Cezayir’i işgali.
29.08.1830 Sırbistan muhtariyeti.
01.11.1831 “Takvim-i Vekâyi” (ilk resmi gazete) nin yayınlanması.
10.12.1832 Sisam muhtariyeti.
21.12.1832 Mehmed Ali isyanı.
Mısır Ordusu’nun Konya zaferi. Sadrıazam’ın esir alınması.
18.02.1833 Mehmet Paşa’nın azli, Mehmed Emin Fuat Paşa’nın sadareti.
30.08.1833 Büyük İstanbul yangını.
30.03.1838 Sadaret-in Başvekâlet’e çevrilmesi.
Sadaret Makamı’nın Başbakanlık olarak değiştirilmesi.
24.06.1839 Nizip bozgunu (Mısır kuvvetleri zaferi).
30.06.1839 II. Mahmud’un ölümü.
01.07.1839 Sultan Abdülmecit’in Padişah olması.